İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki Gezi Davası kapsamında yapılan yargılama sonucu Can Atalay, ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs’ suçuna ‘yardım eden’ sıfatıyla katıldığı gerekçesiyle 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Atalay, Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay milletvekili seçilince, hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi talebiyle Yargıtay’a başvuru yapıldı. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, başvuruyu reddederken, 18 yıl hapis cezasını da onadı. Bunun üzerine avukatları, Atalay’ın milletvekili seçilerek yasama dokunulmazlığı kazandığı halde durma kararı verilmesi talebinin reddedilmesi nedeniyle AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. AYM, Can Atalay’ın ‘seçilme hakkı’ ile ‘kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı’nın ihlal edildiği yönünde karar verdi.
AYM KARARININ ARDINDAN YEREL MAHKEME DOSYAYI YENİDEN YARGITAY 3’ÜNCÜ DAİRESİ’NE GÖNDERDİ. BAŞSAVCILIK MÜTALAASI
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay 3’üncü Dairesi Başkanlığı’na sunduğu mütalaasında, AYM’nin 25 Ekim’de verdiği ‘hak ihlali’ kararının gerekçesine yer verildi. Mütalaada, Atalay’ın söz konusu suçu 2013 yılında işlediği, soruşturma ve kovuşturmaya milletvekili seçilmesinden çok önce başlandığı, mahkumiyetine esas sevk ve uygulama maddelerinin de TCK’nın ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs’ü içeren 312’nci maddesi kapsamında olduğuna dikkat çekildi. Mütalaada, Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin 28 Eylül 2023 tarihinde temyiz incelemesi sonucu Can Atalay hakkında verdiği onama kararı ile hükmün kesinleştiği ve infazı kabil hale geldiğine işaret edilerek, “Sanık onama kararı sonrasında hükümlü statüsündedir ve Yüksek Daire de kararını TBMM’ye göndermiştir. Bu aşamada, Yüksek Daire temyiz incelemesi sırasında tahliye hususunda da bir değerlendirme yapmış olmakla; tahliye talebinin reddi veya kabulü konusunda takdir yüksek dairenindir” ifadelerine yer verildi.
SON İNCELEME MERCİİ YARGITAY
Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, Can Atalay ile ilgili kararını verdi. 3’üncü Daire, Anayasa’nın 154’üncü maddesine göre; adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciinin Yargıtay olduğuna dikkat çekti. Kararda, AYM’nin Can Atalay’ın bireysel başvurusu hakkında verdiği hak ihlali kararında hukuki değer ve geçerlilik olmadığı, bu bağlamda Anayasa’nın 153’üncü maddesi kapsamında uygulanması gereken bir karar bulunmadığı belirtildi. Can Atalay hakkında verilen mahkumiyet kararının temyizi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucu 28 Eylül’de karar verildiği ve söz konusu kararın onandığına işaret edilerek, kesinleşen karar karşısında; AYM’nin söz konusu ihlal kararına uyulmamasına karar verildi.
KARAR TBMM’YE GÖNDERİLECEK
Atalay’ın, mahkumiyet hükmünün onanması ile hükümlü sıfatını kazandığı, Anayasa’ya göre milletvekilliğinin düşmesi sebeplerinden biri olarak ‘kesin hüküm giyme veya kısıtlanma hali’nin düzenlenmiş olduğu, Anayasa’nın 76’ncı maddesinde sayılan milletvekilliği ile bağdaşmayan suçlardan kurulan mahkumiyet hükmünün milletvekilliğini düşüreceğine dikkat çekildi. AYM’nin bu konuda inceleme yetkisinin de bulunmadığı belirtilerek, hükümlü Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik işlemlere başlanması için kararın bir örneğinin TBMM Başkanlığı’na gönderilmesi kararlaştırıldı.
AYM ÜYELERİ HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
Yargıtay 3’üncü Dairesi, Anayasa hükümlerini ihlal ettikleri ve kendilerine verilen yetki sınırlarını yasal olmayacak şekilde aşarak, hak ihlalinin kabulü yönünde oy kullandıkları gerekçesiyle ilgili AYM üyeleri hakkında gereğinin takdir ve ifası için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.